19 Ocak 2010 Salı

2 YAŞ SENDROMU !!!!!!!!!!!

2 yaş sendromu, çözümler ve öneriler

Çocuğunuz artık bebeklik döneminden çıktı, büyüdüğünü ve bağımsız hareket edebildiğini görüyorsunuz, artık size uyumlu olabilme ve sözünüzü dinleyebilme zamanı geldiğini düşünüyorsunuz belki ama henüz buna hazır değil çünkü 2 YAŞINDA!!Bu yaş dönemi anne- babaların çocuk gelişiminde en çok zorlandıkları ve yoruldukları dönemdir. Yemek yemede direnme, uyku uyumak istememe, söz dinlememe, anne-baba-arkadaşa vurma - ne denirse tam tersini yapma, kendisini yerlere fırlatma, kafasını vurma . Bebeklik dönemi sonrasında size uyum sağlamasını beklerken bu inatlaşmalar ya da öfke nöbetleri nereden çıktı demeyin. Çünkü çocuğunuz özerklik döneminde .( 12-36. aylar ) Özerklik dönemi çocuğunuzun kendisini ortaya koyduğu, her şeyin kendisinin olmasını istediği, istediği kıyafeti giymek istediği dönemdir. Bu ısrarlı çabaları sizi ne kadar yorsa , sinirlendirse de tüm bunları bir geçiş dönemi olarak kabul etmek ve bu döneme her şekilde hazırlıklı olmak zorundasınız. Eğer bu dönemdeki abartılı tepkilerinin yaşının bir özelliği olduğunu ve neler yapılması gerektiğini bilirseniz bu dönemi daha rahat bir şekilde atlatabilirsiniz. Bu dönemde çocuklarınızın özerkliğini engellememeniz gerekiyor, oysaki bir çok anne doğru davranışı göstermek için bu dönemde HAYIR! kelimesini sıklıkla kullanıyor. Bu tip engelleyici davranışlar çocuğun uyumsuzluğunu daha fazla arttırarak gelişimini olumsuz etkilemektedir. Dünyayı, çevresindeki nesneleri , kişileri tanımaya ve keşfetmeye yarayacak tüm yetilere sahip ( yürüyebiliyor, kavrayabiliyor,basit olaylar arasında bağlantı kurabiliyor, koşabiliyor,yemek yiyebiliyor, hatta sorular sorabiliyor) olan çocuğunuz bu enerjiye sahip. Ne kadar çok nesneye dokunursa, ne kadar çok soru sorarsa , kendisini ne kadar çok ortaya koymaya çalışırsa gelişimi o kadar sağlıklı olacaktır. Soru sorması engellenen bir çocuğun ileride kendine güvensiz , içe dönük kişilik özelliklerini göstermesi beklenebilir. Öfkesi engellen bir çocuk ise bu duyguyu zamanla kendisine yönelterek ısırma vb davranışlar gösterebilir. Çocuğunuzun özgür olabileceği alanlar yaratmalı ve kendisini , duygularını tümüyle ortaya koymasına izin vermelisiniz. Onunla inatlaşmayın, çünkü bu inatlaşma ve öfkelenme onun kontrol edebileceği bir düzeyde henüz değil. Kendisinde var olan enerjisini boşaltabilmesi için gün içerisinde bol bol dışarı çıkarın, koşsun,hoplasın, zıplasın, güvenliğini tehdit etmediği sürece istediği her şeye dokunsun, bu onun mutlu olmasına ve gün içinde size daha uyumlu davranmasına neden olacaktır. Eğer yapmasını istemediğiniz bir davranış var ise o zaman kızma, engelleme, cezalandırma gibi davranışlar göstermeyin. Yapacağınız uzun süreli açıklamalar da bu yaş dönemi için pek işe yaramayacak. Yapmanız gereken ilgisini dağıtmak olsun. Dikkatini başka yöne çevirmede yaratıcı bir anne - baba olursanız işiniz daha da kolaylaşacaktır. Bunu sağlamak için onun gözüyle dünyaya bakabilir ve oyunları kullanabilirsiniz. ( örneğin: yemeğini yememek için size direniyorsa bir portakal ya da elmayı komik bir kukla haline getirerek – sevimli bir ismi de olsun – bu kuklaya yemeği yedirmek gibi) Bunda da direnirse ikinci oyunu bulun, ilgi alanlarını keşfedin eğer resim yapmaktan hoşlanan bir çocuğunuz varsa bir tabak, bir çocuk , bir sevdiği yemeği birlikte çizin ve sonrasında bir hikaye oluşturarak olumlu davranışı pekiştirin. Bu onun eğlenmesini sağlayarak dikkatini çekecek ve size olan uyumunu arttıracaktır. Bu tip aktiviteleri onunla yapabilmeniz için yeterli zamanınızın ve sabrınızın da olması gerekiyor, çocukları ile yeterli iletişimi kuramayan, kendisine zaman ayırmayan / ayıramayan , çalışan annelerimizle ( babalarımızla ) çocukları arasında bu dönemde daha fazla çatışmalarla karşılaşabiliyoruz. Bu nedenle annelerimizin – babalarımızın öncelikle kendilerine gün içinde zaman ayırmalarını ( çay zamanları , yürüyüş zamanları, sohbet zamanları , gazete-dergi zamanları ) istiyoruz.Çocuğunuzu bu dönemde uyumsuz, iyi yetiştirilmemiş ya da kötü bir çocuk olarak asla tanımlamayın. 3 yaş sonrasında size ve koymuş olduğunuz kurallara uyum sağlayabilecek gelişim düzeyine sahip olacaktır. Çocuğunuz büyürken içinde bulunduğu gelişim dönemini çok iyi tanımalısınız, çünkü bazen normal olan davranışlar anne-babalar tarafından problem olarak değerlendirilebiliyor. Bunu ortadan kaldırmak için uzman kişilerden gelişim danışmanlığı alabilirsiniz. PSİKOLOG EDA GÖKDUMAN


güzel kutlamalar,oyunlar vs..resimlerde her şey toz pembe gözüksede 2 yaş sendromunu dolu dolu yaşıyoruz..bu aralar ise bu daha da yoğunlaştı..tabii benimde tahammül sınırım artık uç noktada..özellikle şimdi kalabalıkla,değişik ortamlarda olmasıyla daha da şımardı..değişik mekanlar karıştırma ve keşfetme isteğini arttırdı..ee ne de olsa evdekiler keşfedildi ve tükendi..babaannesinde dolapları keşfetti şimdi sıra anneannesinde..bunların dışında asıl yoran uykuyu, yemeyi reddetmesi ve ille de kendi istediğini yaptırmaya çalışması..şiddetli inatlaşmalar,nerede kendine zararlı şey var onları bulması..
İnşallah sağlıkla ve yanlış yapmadan atlatırız bu dönemi..

17-18 OCAK 2010

Dede torun manzaraları :)
İlke dedesiyle bol bol oyun oynuyor,birlikte televizyon izliyor,dedesinin ayağına yastık koyup ee ee deyip ayağına yatıyor..




komik kızım benim :))
süslü kızım saçına bandana takıp aynada kendini seyrediyor.. puzzle yapıyor..

git dedenin yanına poz verin resminizi çekeyim dedim..bu pozu verdiler..
şirinem benim..

keyifteyiz..dedenin göbeğine yatıyor ooohhh diyor..


anneannesiyle keyifte..
teyzesi işten geldiğinde kucağına atlayıp karşılıyor..
anneannem benim..

16 OCAK 2010 3. DOĞUM GÜNÜ KUTLAMAMIZ..

İlke'ye 16 Ocak 2010 Cumartesi günü arkadaş ve akrabalarla bir doğum günü partisi daha yaptık..çok mutlu oldu kızım..iyice şımardı..
İlke ve arkadaşı Duru..
Duru prenses..
masamızdan...
pastamız..İlke min favori karakterlerinden gece bahçesi karakterleri..pastayı görünce çok sevindi ve çok şaşırdı..ilk tepkisi aaa maka paka oldu..
arkadaşıyla defalarca mum söndürdüler..mumlar söndü tekrar yakıldı..bu 3-4 kez tekrarlandı..

Didem teyzesi ve arkadaşı Duru..Suna Teyzesiyle..

anneanne ve dedemizle biz..
anneanne,dede ve teyzemizle biz..
anneanne ve dedesiyle..
teyzesiyle..
benim teyzemle.. yengemizle..(babamızın amcasının eşi..)
benim teyzem ve Sema Teyzesiyle..Suna Teyzesiyle..
Feriha Teyzesiyle..
doğum günü partimiz çok güzeldi..anneannemiz ve dedemize çook teşekkür ederiz organizasyonları için..
ayrıca ev yapımı enfes çikolatalarıyla teyzemize..
çok lezzetli yumurtalı kısırıyla benim teyzeme,
ve bizim için gelen herkese ayrıca teşekkür ederiz..

14-15 OCAK 2010 ANNEANNE VE DEDEMİZLE GEÇEN GÜNLERİMİZ..

Dedemiz traş olurken İlke'de etrafında dolanıyor..tabii traş köpüğünden nasibini de alıyor..ama İlke bu halinden çok memnun..
Dedeyle dişlerini fırçalıyorlar..
anneannesine yardım ediyor,bulaşıkları yıkıyor :)
bizim nişanımızı izliyor..çok şaşırdı bizleri görünce..bende şaşırdım ne kadar yaşlanmışız o günden bu güne..
dedesini zorla yatırıyor üstüne çıkıyor..deh deh diyor zıplıyor..arada da sırtına yatıyor dedesinin,eğilip öpüyor dedeciiim diyor..tabii dedenin içini eritiyor..
anneannesi çğ börek pişirirken onlarda dede torun karşılıklı oturup muhabbet ediyor..
İlke bu ara daha da dillendi.. yatarken herkese iyi geceler diliyor..
İlke ce kelimelerden aklıma gelenler..
sıpa - pista
ağaç - ayaç
fil - pil
muz - vuz
ayakkabı - ababı
elma - alma
öpücem
kapadı
kalktım - galkdım
otur - otuy
iyi geceler - iyi cece
seni gidi -seni didi
oldu - oydu
tamam mı - tımam mı
pasta
mum
konuşmalarımızdan.....
-baba nerde
baba ditti..
-nereye gitti
işte
-ne alacak sana çalışıp
mama
dede kapadı
anne ben düstüm (düştüm)
o beniim..
dede beniim..
hayıy anneannem benim
anne beniim
-kızım Beren nerde..
gok..
niye yok..
ditti..






18 Ocak 2010 Pazartesi

13 OCAK 2010 İLK AYRILIK VE KAVUŞMA...

11 Ocak 2010 pazartesi sabahı İlke uyurken evden çıktım..uykuda öptüm kızımı..Halamızın doğumu için hastaneye gittim..2 gece hastanede babaannemizle birlikte halasının yanında kaldık..eve çıktıklarında da evde 1-2 gece kalacaktım ama duygusallık ,özlem hat safhaya ulaşınca hastane çıkışı kızımın yanına döndüm..İlke bu süreçte anneannesinde kaldı..ağlayıp anne deyip beni aramasa da garipliği,mahsunluğu iyice artmış,sürekli uyku modunda dolaşmış evde..ben telefonla aradığımda sesimi duyar duymaz iç çekerek annem deyişleri içimi eritti..babasıyla akşamları msn de görüşmüşler..konuşmamış genelde tavır yapmış ama bilgisayar kapanınca bilgisayara sarılıp babacım deyip anneanne aç aç demesi evde ki herkesi ağlatmış..evde yerlere yatıp kendi kendine konuşup anne ditti baba ditti diyormuş...
çarşamba öğlen eve geldim..kapı çalınca anneanneyle kapıya koştular kapıda beni görünce bir boynuma atladı hemen montumu tutup çıkar çıkar aç aç deyip durdu..çizmelerimi çıkarmama zor sabretti..kucağımdan inmedi bol bol sarılıp öptü..çok özlemişiz birbirimizi..ilk defa yatılı ayrılığımızdı kızımla..öğlen uykusunu kızımla birlikte uyuduk sarılarak..
geldiğimde babaannesinin,artun bebeğin gönderdiği ve benim aldığım hediyeleri verdim..çok sevindi ...babaannesinin gönderdiği mikrofonla şarkılar söyledi..
canım yavrum hasret ne zormuş..Allah hiçbir evladı annesinden babasından,hiçbir anne babayı da evladından ayrı bırakmasın..
seni çok seviyoruz..

11.OCAK 2010 HOŞGELDİN ARTUN BEBEK

11 Ocak 2010 Pazartesi saat 13.06 da ilk ağlayışını duyduk ameliyathane önünde Artun bebeğin..Halamız ikinci kez anne oldu..İlke'ye ikinci kuzen geldi..Beren ve İlke abla oldular..


yakışıklı Artunumuz..


yengesinin yakışıklısı..
Beren'in kardeşiyle ilk karşılaşması..